YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/3273 K. 2010/5033 T. 23.9.2010

DAVA: Hasımsız olarak görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi dahili davalı M. Y. ve B..Y. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

KARAR: Dava, atanmış mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.

Dava dilekçesinde, miras bırakının sağlığında düzenlediği vasiyetname gereğince davacının mirasçı olarak atandığı vasiyetnamenin açılıp itiraz edilmeksizin kesinleştiği ileri sürülüp, MK. 598. maddesi gereğince atanmış mirasçılık belgesi verilmesi istenmiştir.

Mahkemece; miras bırakanın yasal mirasçılarınca Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinden mirasçılık belgesi aldıkları o belge iptal edilmeden yeni mirasçılık belgesi verilemeyeceği, bu durumda davanın mirasçılık belgesinin iptali davası olarak görülmesi gerektiği, böyle bir davanın da ancak alınmış mirasçılık belgesinde yasal mirasçı olarak gösterilen kişilerin davaya dahil edildikten sonra görülebileceği yönünde ara kararı oluşturulmuş, bu ara kararına dayanılarak da yasal mirasçılar davaya dahil ettirilerek yargılama sonunda vasiyetnameye dayanılarak davacıya tek mirasçılık belgesi verilmiştir.

Mirasçılık belgesi verilmesi davasının hasımsız olarak açılması yerleşik Yargıtay uygulamasıdır. Mirasçılık belgesinin iptali davası ise iptali istenen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen kişilere husumet yöneltilerek görülmesi gereken davalardandır.

Daha önce alınmış mirasçılık belgesi var iken, yasal veya atanmış mirasçılardan herhangi birinin gerek yasal, gerekse atanmış mirasçılık belgesi verilmesi yönünde hasımsız olarak dava açmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Keza mirasçılık belgesi verilmesi davası hasımsız olarak açılacağından dava sonunda verilen karardan gerçek miras paylarının ketmedildiğini veya kendisinin mirasçı olarak gösterilmediğini ileri sürenlerin kararı temyiz etme hakkı bulunmaktadır. HUMK’un 74.maddesine göre hakim tarafların talepleri ile bağlı olup, talep dışında karar veremez.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönersek; davacı MK’nın 589/2. maddesine göre vasiyetname ile atanmış mirasçı olduğu yönünde belge verilmesini istemiş olmakla davanın hasımsız açılmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın mirasçılık belgesinin iptali davası olduğu yönündeki mahkeme ara kararı HUMK’un 74.maddesine aykırıdır.

Öte yandan atanmış mirasçılık MK. 598. maddesi gereğince yasal mirasçılığı ortadan kaldıran bir neden değildir.

Atanmış mirasçı, miras bırakanın yasal mirasçıları ile olan soy bağını ortadan kaldıracak biçimde mirasçılık belgesinin iptalini isteyemeceği gibi, mahkemece de resen atanmış mirasçılık söz konusu olduğu gerekçesiyle mirasçılık belgesinin iptaline karar verilemez.

SONUÇ: O halde davacının istemi atanmış mirasçılık belgesi verilmesi olarak kabul edilip, atanmış mirasçılık belgesi verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile HUMK’un 74.maddesine aykırı olacak ve yasal mirasçıların haklarını ortadan kaldıracak nitelikte karar verilmesi isabetsiz, dahili davalılar M… Y… ve B… Y…’nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 23.09.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir