YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/46 K. 2011/1467 T. 16.2.2011

DAVA: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan İzzet Yurdatap tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı İ. Y. tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemizin geri çevirme kararı ile dosya içine konulan Adalar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1978/3 esas 1978/24 karar sayılı mirasçılık belgesine göre, davaya konu taşınmaz paydaşlarından İ. Y.’ın 14.12.1977 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi E. Y. ile çocukları olan davacı ve davalıları bıraktığı. Adalar noterliğinin 31.7.1980 tarih ve 1080 Sayılı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi uyarınca mirasçı E. Y.’ın murisinden intikal edecek bilumum menkuller ile davaya konu 29 ada 2 numaralı parseldeki miras payını da davalı İ. Y.’a vasiyet ettiği, Adalar Sulh hukuk Mahkemesi’nin 2008/206 esas ve 2010/165 Sayılı ilamı ile de söz konusu vasiyetnamenin açılıp, okunduğu anlaşılmaktadır.

Medeni Kanun’un 600. maddesi hükmüne göre kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona yoksa yasal mirasçılara karşı açacağı dava ile malın kendisine teslimini isteyebilir. Vasiyetnamenin açılıp okunmuş olması, mülkiyetin kendiliğinden vasiyet edilene geçmesini sağlamaya yeterli değildir. Bu itibarla kendisine muayyen mal vasiyet edilen kişi M.K.’nun 600. maddesi uyarınca bu malın teslimini yasal veya seçilmiş mirasçılardan veya tenfiz memuru varsa ondan istemek durumundadır.

Olayımızda; paydaş İ. Y. mirasçılarından E. Y. davaya konu taşınmazdaki miras payını davalı İ. Y.’a vasiyet etmiş olup, Adalar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 22.7.2010 tarih ve 2008/206 esas ve 2010/165 Sayılı kararı ile de söz konusu vasiyetname açılmıştır. Bu durumda yukarda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda mahkemece, hükmü temyiz eden davalıya vasiyetnamenin tenfizi davası açması için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu sebeple bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir