YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/10965 K. 2005/12510 T. 28.11.2005

DAVA: Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, miras bırakanı Rabia’nın 1804 parsel sayılı taşınmazı hukuki ehliyeti haiz olmaksızın ve oğlu Ali’ye temlikini sağlamak amacıyla davalı Mustafa’ya muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürüp tapunun iptali ile Rabia mirasçıları adına tescilini istemiştir.

Bir kısım davalılar, davacının iddialarının doğru olduğunu bildirmişlerdir.

Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairece, öncelikle ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı iddianın araştırılması, murisin ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muris muvazaası yönünden bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, bozma ilamı uyarınca murisin hukuki ehliyete haiz olduğunun adli tıp kurumunca saptanmasından sonra muvazaa iddiası da sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Ülkü Akdoğan’ın raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

Hükmüne uyulan bozma ilamında, öncelikle kayıt maliki miras bırakanın temlik tarihi itibariyle hukuki ehliyetinin araştırılması gereğine değinilmiş, tasarruf ehliyetinin subutu halinde de muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak araştırmanın gerekliğine işaret edilmiş ve bunun ne suretle yapılacağı bozma ilamında gösterilmiştir.

Yapılan soruşturma sonunda, miras bırakanın tasarruf ehliyetine sahip olduğu saptanmıştır. Ne var ki, dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın çekişmeli taşınmazla ilgili yaptığı temlikin bedeli karşılığı olduğu kanıtlanamadığı gibi, taşınmazın keşfen saptanan değerine görede akitte öngörülen bedelin sembolik olup bağış amacını taşıdığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan taşınmazın davalı Mustafa’ya temlikine karşın miras bırakanın eşi ve oğlu Ali tarafından kullanıldığı da sabittir.

Belirlenen bu olgular bozma ilamına açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde çekişme konusu taşınmazın temlikinin bedelsiz, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.

SONUÇ: Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir