YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/433 K. 2013/1913 T. 11.2.2013

DAVA: Dava dilekçesinde muris E. O.’nun Antalya 1.Noterliğinin 3.10.2003 tarih, 24299 Sayılı vasiyetnamesinin tenfizi ve tescil istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili dilekçesinde, tarafların müşterek murisinin ölümü üzerine noterde düzenlenen 3.10.2003 tarih ve 24299 Sayılı vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını davacılara bıraktığını ileri sürerek, vasiyetnamenin tenfıziyle tescili istenilmiştir.

Mahkemece, davanın kabulüyle muris adına kayıtlı taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm, süresinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

T.M.K.nun 600. maddesi: “vasiyet alacaklısı, yasal ve atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.

Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılamıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya red hakkının düşmesiyle muaccel olur.

Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini: vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmünü düzenlemiştir.

Davaya konu vasiyetnameyle ilgili olarak, Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2004/856-2005/549 Sayılı dava dosyasında vasiyetnamenin açılması davası açılmış ancak, taraflara tebligat yapılmamış olup bu haliyle henüz derdest olduğunun kabulü gerekir.

Mahkemece, yasa ve yönetmelik hükümleri gözetilerek vasiyetnamenin açılması davasının kesinleştirilmesi ve gerektiğinde mirasçılara iptal davası açma hakları tanınması sonucuna göre vasiyetnamenin tenfizine ( davalının tenkis defi de gözetilerek ) sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yasal şart yerine getirilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir