YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/2-854 K. 2002/852 T. 23.10.2002

DAVA: Taraflar arasındaki “tenkis” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Edirne 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 23.05.2000 gün ve 1998/468 E-2000/244 K.sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 10.11.2000 gün ve 2000/11825-13902 sayılı ilamiyle; ( …Davacının faiz isteği davanın tevsiidir. Davalı taraf bu talebe karşı çıkmıştır. Davada ıslahta yapılmamıştır. Bu yön gözetilmeden faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR: Dava, davacıların mahfuz hissesini aşan vasiyetnamenin tenkisi istemine ilişkindir.

Davacılar 06.08.1998 tarihli dava dilekçesinde; miras bırakan Rıza Köse’nin sağlığında davalılar yararına düzenlenen vasiyetname ile Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde bulunan bütün gayrimenkulleri üzerindeki hak ve hisselerinin tamamının çıplak mülkiyet hakkını davalı Cem Köse’ye, intifa hakkını davalı Canan Köse’ye bırakmakla saklı paylarına tecavüz edildiğini ileri sürerek; Edirne Tereke Hakimliği’nce murise ait olduğu tespit edilen ev, dükkan ve arazi vasfındaki üç parça gayri menkulde saklı paya tecavüzün aynen giderilmesini, vasiyetnamenin saklı paylara tecavüz oranında iptalini, saklı paylarındaki haklarının tapuya kayıt ve tescilini istemişlerdir.

Davalılar vekili, 06.11.1998 tarihli cevap dilekçesi ve 13.11.1998 günlü duruşma tutanağına geçen beyanında; Dava konusu taşınmazların aynen taksimi mümkün olmadığından, MK.nun 506. maddesi uyarınca tercih hakkını nakten ödeme yönünde kullandıklarını bildirmişlerdir.

Mahkemenin; Davalıların MK.506. maddesinde düzenlenen tercih hakkını kullanması nedeniyle 8.755.933.334 TL. saklı pay tutarının, tercih hakkının davalı tarafça kullanıldığı 13.11.1998 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine dair verdiği karar; Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.

Öncelikle belirtilmelidir ki; Tenkis davası saklı pay sahiplerine, saklı paylarına miras bırakanın tecavüzünü gidermek, temlik işlemlerini tasarruf nisabı sınırı içine sokmak imkanı veren ve kişisel hakkın korunmasını amaç tutan yenilik doğurucu ( inşai ihdasi ) nitelikte bir dava türüdür ( Prof.Tahir Çağa Mahfuz hisseli mirasçıların vasiyeti 1950 S: 25 ). Mahkemenin tenkis kararı mirasın açılması gününe kadar geriye etkilidir ( HGK. 23.02.1979 13-150 E; 177 K. ).

Tenkis davalarının niteliğine göre, davalının MK.nun 506. maddesi uyarınca tercihini nakten ödeme yönünde kullanması halinde, diğer para borçlarında olduğu gibi temerrüde düşen davalının faiz ödemesi gerekir ( BK.md. 103 ).

Bilindiği ve 11.11.1994 tarih, 4-4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere tenkis alacağı tercih hakkının kullanıldığı tarihte muaccel hale geleceğinden faize tercih hakkının kullanıldığı günden geçerli olmak üzere hükmedilmesi gerekir.

Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda; Davacılar dava dilekçesinde saklı paya tecavüzün aynen taksim suretiyle giderilmesini istemişlerdir. Yargılama aşamasında davalılar MK.nun 506. maddesi uyarınca tercih hakkını nakdi ödeme yönünde kullandıklarından temerrüde düşmüşler; Davacılar yönünden alacağa faiz yürütülmesini talep hakkı doğmuştur. Bu durumda davacılar tercih hakkının kullanıldığı andan itibaren faiz talep edebilir.

Her ne kadar davalılar vekili yargılama aşamasında, faiz isteminin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğunu ve buna da muvafakatlerinin bulunmadığını ileri sürmüş ise de; Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, alacağa davacının talep tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini bildirdiğine göre davacının faiz istemine karşı koymadığı ve uyuşmazlığın faizin başlangıç tarihi noktasında olduğu anlaşılmaktadır.

Somut olayda davacıların tenkis alacağı davalıların tercih hakkını nakten ödeme yönünde kullandıkları 13.11.1998 tarihinde muaccel hale gelmiştir. Tenkis alacağına tercih hakkını kullanıldığı 13.11.1998 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinde kuşku ve duraksama bulunmamaktadır. Direnme kararı bu nedenle yerindedir.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ( 354.620.382 ) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir