YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/12381 K. 2009/1413 T. 5.2.2009

DAVA: Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, 4469 parsel sayılı taşınmazın 2/4 payının şuf’a davası sonucu İbrahim mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, tapuda hükmün yanlış infaz edilerek tüm mirasçılar yerine davalılar adına 1/4’er pay ile kaydedildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davacıların dava açmada hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR: Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, onalım davasında 2/4 payın mirasçılar adına tescili istenilmiş ise de, dava konusu payın bedelinin davalılar tarafından yatırıldığı onalım davasındaki Yargıtay’ın, terekeye mümessil tayinine ilişkin bozma gerekçesinin davanın yürütülebilmesi için yasadan kaynaklanan usuli bir işlem olduğu, davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden 4669 nolu parselin 3/4 payı tarafların miras bırakanı İbrahim, 1/4 payı dava dışı kişi adına kayıtlı iken, murisin 3/4 paydan 1/4 payını uhdesinde bırakıp 2/4 payını oğlu Arif’e 26.07.1999 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, Arifin de anılan payı 21.09.1999 tarihinde Sabri’ye devrettiği, miras bırakan İbrahim’in 01.09.1999 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarından Fatmagül ve Ayşegül’ün, Sabri aleyhine 11.02.2000 tarihinde onalım davası açtıkları, davanın kabulüne ilişkin kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından “onalım davasına konu edilen payın, ilişkin bulunduğu taşınmazda davacıların müstakil pay sahibi olmadıkları, miras bırakanları İbrahim’in paydaş olduğu, İbrahim’in davacılar dışında da mirasçılarının bulunduğu, terekesinin iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, davacıların onalım hakkına konu edilen payın iptali ile kendi adlarına tescilini isteyemeyecekleri, Medeni Yasa’nın 581. maddesi ( 4721 S.Y. 640. md. ) uyarınca terekeye mümessil tayin ettirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozmaya uyulduktan sonra davanın Fatmagül’ün terekeye mümessil tayin edildiği, bu aşamadan sonra davanın tereke mümessilinin vekili tarafından yürütüldüğü ve mahkemece 2/4 payın tapusunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verildiği, karar kesinleştikten sonra tapu idaresince 2/4 payın onalım davasının davacıları Ayşegül ve Fatmagül adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; elbirliği mülkiyeti, yasa ve yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir hakka ya da bir mala birlikte malik olmalarıdır. Bu tür mülkiyetin tüzel kişiliği olmadığı gibi, eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet, bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Bir başka anlatımla; ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal ya da hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. ( TMK 640-701. vd. md. )

Somut olaya yukarıdaki ilkeler uyarınca bakıldığında, onalım davasını tereke mümessili takip ettiğinden davacı artık sadece davayı açan mirasçılar değil mirasçıların tümü olup, iptal edilen payın da tereke adına, diğer bir ifadeyle tüm mirasçılar adına tescili zorunludur. Mahkemenin, tapunun iptali ile davacılar adına tescili ile kastettiği de budur. Ne var ki; tapu idaresinin hatalı işlemi nedeniyle 2/4 pay sadece davanın davacıları adına tescil edilmiştir. Bu tür bir işlemin yolsuz tescil niteliğinde olduğunda kuşku yoktur.

Öte yandan, davacıların dava açmakta hukuki yararları olduğu gibi, onalım bedelinin bir alacak davasına konu edilebileceği de bir gerçektir.

Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Davacıların, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nın 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir