YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/5402 K. 2011/171 T. 20.1.2011

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

KARAR: Dava; mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; oluşturulan hüküm yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.

Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.

743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 443/1. maddesinde “Nesebi sahih olmayan hısımlar, ana tarafından nesebi sahih hısımlar gibi mirasçılık hakkını haizdir. Bunların, baba cihetinden mirasçı olabilmeleri; babalarının kendilerini tanımış veya babalıklarına hüküm sudur etmiş bulunmasına mütevakkıftır” hükmü yer almaktadır.

Somut olaya gelince; miras bırakan Hüseyin 01.02.1988 yılında vefat etmiş ve nüfus kayıtlarına göre resmi nikâhlı eşi Hane ve çocukları geride kalmıştır. Miras bırakanın mirasçılarını gösterir Ümraniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/522 E. – 2005/26 K. ilamıyla mirasçılık belgesi alınmıştır. Davacı; miras bırakanın nikâhsız eşi Fatime ile evliliğinden 1930 yılında dünyaya geldiğini, babası yerine amcasının nüfusunda kayıtlı olduğunu, gerçek babasının miras bırakan olduğunu ileri sürerek tanık dinletmiştir. Miras bırakanın nüfus hanesinde davacının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre, miras bırakanın, davacının babası olduğu benimsenerek önceki mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmiştir.

Mirasın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunu’nun 443. maddesine göre, nesebi sahih olmayan kişilerin baba yönünden mirasçı olabilmeleri ancak babalarının kendilerini tanımış veya babalığa hükmedilmiş olmasına bağlıdır. Dosyamızda davacının miras bırakan tarafından tanınması veya mahkemece babalığa hükmedilmesi söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz,

SONUÇ: Davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, davalılar tarafından yatırılan peşin temyiz harcının istek halinde ilgililerine iadesine, 20.01.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir