YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/4320 K. 2009/12324 T. 9.6.2009

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlu Sıray’a murisi İbrahim’den intikal edecek miras hissesi nedeniyle adı geçen muris adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydı üzerine haciz konulduğu, şikayetçilerin ise borçlu Sıray’ın mirasçı sıfatı bulunmadığı ve kendilerinin mirasçı olduğu nedeniyle haczin kaldırılması istemi ile İcra Mahkemesine başvurdukları anlaşılmıştır.

Borçlunun kesinleşmiş bir ilamla mirasçı sıfatının bulunmadığının belirlenmesi halinde, diğer mirasçılar, mirasçı sıfatı bulunmayan borçlunun borcundan dolayı murise ait mallar üzerine konulan haczin kaldırılmasını isteyebilirler.

Somut olayda, şikayetçiler Safranbolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/238-206 sayılı ve 13.05.2008 tarihli mirasçılık belgesine dayanmıştır.

Mirasçıların, mirasçılık sıfatlarının belirtilmesi istemi ile hasımsız olarak açacakları dava nedeniyle verilen mirasçılık belgesi kararı, bir nizasız kaza ( çekişmesiz yargı ) kararı niteliğindedir. Bu hususta, hukuk öğretisinde ve yargısal kararlarda tam bir görüş birliği mevcuttur.

Nizasız kaza kararları, şekli bakımından kesinleşmiş olsalar bile maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmezler.

Daha sonra, bu kararların gerçeği aykırı ve yanlış olduğunun anlaşılması durumunda, kararı veren mahkemece değiştirilebilecekleri gibi, nihayet tespit edici nitelikte oldukları cihetle nizalı kaza ( çekişmeli yargı ) Mahkemelerini bağlayıcı güçleri de yoktur. ( Prof. Dr. İ. Sungurbey, Medeni Hukuk Sorunları, 1984 Basım, 5. Cilt, Sahife: 421-423 )

Aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu belirtilmek suretiyle verilen mirasçılık belgesi klasik anlamda bir ilam da değildir. İlam kavramı, yalnız çekişmeli yargıya ait bir terim olup, çekişmesiz yargıya yabancıdır. Her zaman aksi, iddia ve ispat edilebilir. Yapılan işlemi tam bir dava olarak nitelemek de yerinde olmaz. Nizasız kaza yoluyla alınan kararlar, hiçbir zaman maddi anlamda kesin karar niteliğini taşımaz. ( Prof. B. Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt: 2, Sahife: 2167 ve Nizasız Kaza, Sahife: 180 vd. ) ( Hukuk Genel Kurulu’nun 05.12.1990 tarih ve 1990/2-560 esas, 1990/622 karar sayılı kararı )

Bu durumda müşteki mirasçılar kesinleşmiş bir ilamla borçlunun mirasçı sıfatının bulunmadığını ispat edemediklerinden mahkemece şikayetin reddi yerine ilam niteliğinde olmayan mirasçılık belgesine dayalı olarak haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir